Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Röportaj Tasavvuf

“Tasavvuf İslâm Dini"nin Arkeolojisidir” Tasavvuf nedir, neyi hedefler? İslâm dini dediğimiz şey de onun müntesiplerinin zannettiği gibi tek blok halinde sadece hukuki yaptırımlardan ibaret bir yapı değildir. Hukukî tarafı da vardır, ama iç katları, ruhanî tarafları da vardır. Bunu bizim sufiler, şeriat, tarikat, hakikat, marifet diye en az dört mertebe halinde ele almışlardır. Kur"an­ı Kerim"deki ayetlere baktığımız zaman altı bin küsur ayette ahkâm içeren ayetlerin yüzde onlar civarında olduğunu görürüz. Kur"an"da daha çok hangi konu ön plandadır? Tefekkür ve düşünce dünyası daha öndedir. Buradan yola çıktığımız zaman tasavvuf için birçok tarif yapmak mümkündür. “Tasavvuf bir din felsefesidir denilebilir, İslâm dininin arkeolojisidir, dinin hakikat ve marifet boyutudur, dinin bir eğitim sürecine tabi kılınmış programının adıdır” denilebilir. Çok muhtelif tarifler ve tanımlar geliştirilebilir. Geçmişte de yapıldı günümüzde de bunlar yapı

Hadis-i Şerif 3

Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez; onu tehlikeye atmaz… (Müslim, Birr 58) İki günü birbirine denk olanlar aldanmıştır. (Keşfü’l-hafâ, 54) Allah’tan korkunuz. Çocuklarınız arasında âdil davranınız. (Buhari, Hibe 12,13) Namaza durduğun zaman tekbir al. Sonra Kur´an´dan kolayına geldiği kadar âyet oku. Ardından rükûa var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar öylece dur. Sonra başını kaldır, ayakta iyice doğruluncaya kadar dur. Ardından secdeye var, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar secdede öylece kal. Sonra başını kaldır, bütün organların tamamen hareketsiz kalıncaya kadar otur. Namazın bütün rekâtlarında bunu böyle yap. (Müslim, Salât 45) Dünya, mü'minin zindanı, kafirin de Cennetidir. (Müslim, Zühd 1) Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, şayet bir müslüman kul o saate rastlar da Allah’tan bir hayır isterse, Allah onu kendisine mutlaka verir (Müslim, Cum'a 4) Kişinin malı sadaka sebebiyle eksilmez. Bir kula haksız zulüm yapılır o da

Hadis-i Şerif 2

Cennet ehlinden derecesi en düşük olanın seksenbin hizmetçisi, yetmişiki zevcesi vardır. Onun için inciden, zebercedden ve yakuttan bir çadır kurulur. Bu çadır, Câbiye'den San'a'ya kadar uzanan bir büyüklüktedir. (Tirmizi, Cennet 23) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yere bir çizgi çizdi ve: "Bu insanı temsil eder" buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek: "Bu da ecelini temsil eder" buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra: "Bu da emeldir" dedi ve ilâve etti: "İşte insan daha böyle iken (yani emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir. (Tirmizi, Zühd 25) Şurası muhakkak ki, Allah her nefsi yaratmış, onun hayatını, ölümünü, rızkını ve uğrayacağı musibetlerini yazmıştır. (Tirmizi, 2144) Eğer kişi namazını herkesin gözü önünde kılınca (edebine uygun kılar) güzel yapar, tek başına kimsenin görmediği durumda kılınca da (edebine uygun kılar) güzel yaparsa, Allah Teâla hazretleri (onun i

Hadis-i Şerif 1

Allah bir kulu sevdi mi, onu dünyadan korur. Tıpkı sizden birinin hastasına suyu yasaklaması gibi. (Tirmizi, Tıbb 1) Biri diğerine ihanet etmediği müddetçe iki ortağın üçüncüsü ben olurum. Biri arkadaşına ihanet etti mi ben aralarından çekilirim. (Ebu Davud, Büyu 27) "Ey Allah'ın Resulü! dedik, mü'min korkak olur mu?" "Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine: "Evet!" buyurdular. Biz yine: "Pekiyi yalancı olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayır!" buyurdular. (Muvatta, Kelam 19) Nafaka için harcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina için harcanan müstesna, bunda hayır yoktur. (Tirmizi, Kıyamet 41) Ademoğlu ihtiyarladıkça onda iki şey gençleşir: Mala karşı hırs ve hayata karşı hırs (Buhari, Rikak 5) Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevahişin açığını da kapalısını da haram kıldı. Medihten Allah kadar hoşlanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini medhetmiştir.

Kumar Bağımlılığı

Kumar bağımlılığının en önemli nedenlerinden biri yaşamsal olarak zorlanmadan kaynaklanmaktadır. Yani daha az çalışıp, daha az emek harcayıp daha fazla paraya erişmek fikri ve daha yüksek bir yaşam seviyesi amacının yarattığı dürtü, tetikleme kişiyi bu oyunlara yönelten bir durumdur. İnsanların hayatında zorluklar olabilir, yada kişi hayatını daha garanti altına almak isteyebilir, bunun dışında risk almayı seven kişiler de olabilir, bu kişiler evlerinin anahtarını da masaya koyabilir. Aslında bağımlılık nasıl tedavi edilir sorusuna cevap vermek daha mantıklı, çünkü bağımlılığın tedavisini bilirseniz kumara yönelik bir takım spesifik özel müdahalelerde yapmanız mümkün olabilir. Kumar bağımlılığı ile ilgili olarak, kişinin önce farkındalık kazanması gerekiyor. Bu kişiler hayatlarının zor durumda olduğunu veya hayatlarını riske attıklarının farkında değildir. İlk amaç diğer çalışmalarda olduğu gibi farkındalık yaratmaktır. Farkındalığı yarattıktan sonra ki bu tek başına davranış değişimi

Alkolün Zararlı Etkileri

•Beyin ve sinir hücrelerinin zarlarını zehirler veya uyuşturarak kullanılmaz hale getirir. •Aşırı alkol geçici hafıza kaybına neden olur •Alkol göze giden görme sinirlerine de tesir eder. Sulanma ve görme bozukluklarına neden olur. Neticede ameliyat kaçınılmaz olur. Körlüğe neden olabilir. •Midenin iç yüzeyini kaplayan tabakayı tahriş eder ve buna bağlı olarak gastrit’e yol açar. Mide zarında yırtıkları oluşur. Mide ve yemek borusunda iç kanamalar meydana gelir. Kusma gözlemlenir. •Kalp kasına zarar verir ve buna bağlı olarak kalp hastalıklarına yol açar. Kalp atışlarında düzensizlik meydana gelir. Kalp yetmezliğine neden olabilir. •Erkeklerde sertleşme olmamasına neden olabilir. Kadınlarda ise adet bozukluğuna sebep olabilir. Anne karnındaki bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. •Damar kireçlenmesine yol açar. •Terleme ve kanın akışını hızlandırır. Kanı sulandırır. Yaralanmalarda, yaralı bölgenin geç iyileşmesine neden olur. •Tepki refleksleri azalır, beynin düşünme ve karar verme düzen

Sigaranın Zararları Mutlaka Okuyun

Resim
Sigara dumanında nikotin, katran ve zehirli gazlar bulunmaktadır. Katran maddesinin içerisinde yaklaşık olarak 4000 kimyasal bileşik bulunur. Bu kimyasal bileşiklerin birçoğu da toksiktir yani zehirlidir ve bugün için bu kimyasal bileşiklerden 43 tanesinin kansere yol açtığı bilinmektedir Sigaranın dumanında bulunan zehirli gazlar ise nitrojen oksit ve eksoz gazı olarak da bilinen karbon monoksit gazıdır. Özellikle karbon monoksit gazı kanın oksijen taşıma gücünü azaltır. Nikotin ise bağımlılık yapar. Nikotin aslında bir zehirdir. Nikotin yüksek dozda alındığında öldürebilir. Kan basıncını yani tansiyonu ve kalp hızını(nabzı) artırır. Sigara karbon monoksit ile birlikte kalp ve beyin damarlarının hastalanmasına yol açar. Sigara içenlerin yaklaşık % 25 i sigara nedeniyle yaşamlarının erken bir döneminde ölmektedirler. Yapılan bir araştırmaya göre 1950 - 1975 yılları arasında 10 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle ölmüştür. 1975 - 2000 yılları arasında ise 50 milyon kişinin

Sadaka

Sadaka sadece para vermek değildir. Parası olmıyan da sadaka verebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Her iyilik sadakadır.) [Tirmizî] (Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. "SübhanALLAH", "Elhamdülillah", "La ilahe illALLAH" veya "ALLAHü ekber" demek birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır. İki rekat kuşluk namazı kılmak ise bütün bunları karşılar.) [Müslim] (Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim] Sadakanın dünyadaki beş faydası: 1- Malı temizler. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Malınızdaki günah kirlerini sadaka ile temizleyin!) [T.Gafilin] 2- Günahları temizler. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.) [Tirmizî] (Sadaka, kibri ve övünmeyi yok eder.) [Tirmizî] 3- Hastalıktan ve belâdan korur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hastalarınızı sadaka ile tedav

Hadis

Ben Dımaşk mescidinde Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh) ile birlikte idim. Ona bir adam geldi ve: –Ey Ebu’d-Derda! Ben sana Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şehrinden bir hadis için geldim. İşittiğime göre bu hadisi Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den sen rivayet etmişsin. Buraya başka bir ihtiyaçtan dolayı gelmedim, dedi. Ebu’d-Derda (Radiyallahu Anh)’da şöyle cevap verdi: –Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘…Kim ilim talep etmek için bir yola suluk ederse, Allah ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir kavim Allah’ın evlerinden bir evde toplanır da Allah’ın Kitabını okur ve aralarında onu öğrenirlerse onlara sekinet iner, rahmet onları kuşatır, melekler onların etrafını sarar. Ve Allah kendi yanındakilere onlardan bahseder’ buyurdu.”

Namazın Faydaları

Namaz Kılmanın Faydaları Pazar, 11 Şubat 2007 1- Namaz ibâdetlerin en kıymetlisidir. Namaz kılmak, Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünerek O'nun karşısında kendi küçüklüğünü anlamaktır. Kulun acizliğini, Rabbine itiraf etmesidir. Bunu anlayan kimse hep iyilik yapar. Hiç kötülük yapmaz. Her gün beş kere, Rabbinin huzurunda olduğuna niyet eden kimsenin kalbi tertemiz olur. Kimseye zarar vermemeye çalışır. Herkese iyilik yapmaya koşar. 2- Namaz, ruhun gıdasıdır. Namaz kılarken yapılması emir edilen her hareketin hem bedene ve hem de ruha sağladığı faydalar çoktur. Kusursuz kılınan namaz, insanı çirkin işlerden korur. Faydalı işlere alışkanlık kazandırır. Fakirlerden, muhtaçlardan karşılık beklemeksizin, onlara yardım etmeye alıştırır. Yaptığının karşılığını yalnız Allah'tan bekler. 3- Namaz için alınan abdest,insanın beden bakımından temiz olmasını sağladığı için evinin, iş yerinin mahallesinin, köyünün ve şehrinin de temiz tutulma sıra sağlar. 4- Namaz, insanı disiplinli bir ha

Hac Nedir?

Hac Nedir? -------------------------------------------------------------------------------- Hac, sözlükte saygıdeğer makamlara isteyerek ziyarette bulunmak demektir. Dindeki anlamı ise ihrama girerek belli günde Arafatta bulunmak ve Kâbe'yi usûlüne uygun olarak ziyaret etmektir. Hac yapmak, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır, yani Allah'ın emridir. -------------------------------------------------------------------------------- Hacı Nedir? -------------------------------------------------------------------------------- Zamanında ve usûlüne uygun olarak Kâbe'yi ziyaret eden kimseye 'Hacı' denir. Çoğulu Hüccac'tır. -------------------------------------------------------------------------------- Hac Ne Zaman Farz Kılınmıştır? -------------------------------------------------------------------------------- Hac, Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye hicret etmesinden 9 yıl sonra farz kılınmıştır. Bu yıl Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir'i 'Hac Emiri&#

Hz.Muhammed 8

Aile Reisi Olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Peygamber, henüz gençlik yıllarında yirmi beş yaşında iken Mekke'de Hz. Hatice ile evlenerek bir aile yuvası kurmuştu. O sıralarda birden çok kadınla evlenmek, Araplar arasında son derece yaygın bir adet olmakla beraber Peygamber Efendimiz, Hz. Hatice vefat edinceye kadar başka bir kadınla evlenmemişti. Hz. Hatice vefat ettiği zaman Peygamber Efendimiz elli yaşında idi. Daha sonraki yıllarda özel bir takım sebep ve hikmetlerle Hz. Peygamber birden çok kadınla evlendi. Bu evliliğin sebeplerini, İslam düşmanlannın yaptığı gibi nefsanî ve şehevanî arzulara bağlamak asla doğru değildir. Çünkü Hz. Peygamber'in çok evliliği iddia edildiği gibi böyle bir sebebe bağlı olsaydı, bu evliliklerin Hz. Peygamber'in söz konusu arzuyu daha ziyade duyacağı gençlik yıllarında ve ilk evliliğini hemen takip eden seneler içerisinde cereyan etmesi gerekirdi. Halbuki Hz. Peygamber, tam yirmi beş yıl sadece Hz. Hatice ile evli kalmış, onun vefatından

Hz.Muhammed 7

Komutan Olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Kureyş müşrikleri başta olmak üzere İslam düşmanlarının faaliyetleri ve İslam'ın varlığına müsaade ve müsamaha göstermeyen tavırları, İslam'ın yeterli bir güç ve otoriteye kavuştuğu Medine'ye hicretten itibaren düşmana karşılık vermeyi gerekli kılmış ve bunun bir sonucu olmak üzere, Hz. Peygamber'in hayatında savaşlar, kaçınılmaz olarak zaman zaman ortaya çıkıp hayatının sonuna kadar devam etmişti. Bu sebeple tertiplenen askerî seferler göstermiştir ki; Hz. Peygamber fevkalade yüksek bir komuta güç ve dirayetine, eşsiz bir askerî kabiliyete sahip idi. Savaş usûl ve taktikleri, hücum, savunma ve manevra şekilleri konusunda mükemmel bilgileri, savaş araç ve gereçleri hususunda yeni gelişmeleri takip ederek başarı ile uygulama hassasiyeti vardı. Son derece cesaretli ve şecaatli olduğundan Uhud ve Huneyn gazvelerinde olduğu gibi savaşın en hararetli ve kritik anlarında şiddetli düşman hücumları karşısında Ashabın tereddüte düştüğü, b

Hz.Muhammed 6

İdareci Olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur'an-ı Kerîm'in ihtiva ettiği ayetler ve İslamiyet'in mahiyeti, insanların birbirleri ile olan münasebetlerini ve dünya hayatının da tanzimini gerekli kıldığından; Hz. Peygamber, teşekkül ettirdiği İslam cemiyetini yönetecek esasları koyarak bizzat tatbik etmiş ve Medine'ye hicretten itibaren varlık kazanan İslam devleti'nin ilk başkanı olmuştu. Hz. Peygamber'de mevcut yüksek idarecilik kabiliyet ve özellikleri o andan itibaren daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Tabilerini kendisine kayıtsız şartsız bağlama imkanına rağmen, Peygamber Efendimiz devlet yönetiminde cahiliye döneminin aksine, tebeası üzerinde tahakküm kurma cihetine gitmemiş; bu bakımdan, yönetimde ve yönetim anlayışında bir inkılap gerçekleştirmiştir. Cahiliye döneminde Araplar kendilerini temsil ve idare eden kabile reisine kayıtsız şartsız bağlanarak haklıhaksız her hususta ona itaata mecbur tutulur ve reisin emir, fiil ve davranışlarına itiraz hakk

Hz.Muhammed 5

Hz. Peygamber'in Şahsiyeti ve Ahlakı Peygamber Efendimiz, bedenen olduğu kadar ahlak ve şahsiyeti itibariyle de insanların en mükemmelidir. Bu hususta yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurur: "Şüphesiz ki sen, büyük bir ahlak üzeresin" (el-Ka-lem, 68/4). Bizzat Hz. Peygamber; "Ben, ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurmuştur (Muvatta', Husnü'1-Hulk, 8). Biliyoruz ki, Peygamber Efendimiz çocukluğundan beri Cenab-ı Hakk'ın kontrol ve murakabesi altında idi. Bu sebeple O; "Beni Rabbim terbiye etti ve güzel terbiye etti" buyurmuş (Süyüti, el-Ca-miu's-Sağîr 1/14); hayatı boyunca gayri İslamî ve gayri insanî hiç bir söz, davranış ve fiil ondan sadır olmamıştır. Peygamberliğinden önce de doğru sözlülüğü, dürüstlüğü, ahde vefası, yardımseverliği ve her türlü güzel ahlakı ile takdirler kazanan ve KureyşIiler tarafından "el-Emîn = güvenilir kişi" ünvanına layık görülen Hz. Muhammed, peygamberliğinden so

Hz.Muhammed 4

Tamamlanan İslam İnkılabı ve Hz. Peygamber'in Vefatı Zamana ve zemine uygun bir şekilde nerede nasıl hareket edeceğini gayet mükemmel hesap eden ve planlı bir strateji uygulayan Hz. Muhammed, yirmi üç yıl gibi kısa bir sürede tarihte eşine rastlanılmayacak büyük bir inkılabı gerçekleştirmişti. Kırk yaşında peygamberlik görevine başladığı zaman yapayalnızdı, güçsüzdü, maddi imkanları yoktu. Buna mukabil, mücadeleye giriştiği toplum, tasavvur edilebilecek en aşağı seviyede bulunuyordu. Müşriklerin inanç ve ibadetleri son derece mantıksız ve gülünçtü; ahlak telakkileri müptezeldi; hak, adalet anlayışları zulmün göstergesiydi; menfaatler her şeyin üstünde tutuluyordu. Böyle bir ortamda Hz. Peygamber'in yılmadan yorulmadan, büyük bir azim ve iştiyakta yürüttüğü İslam daveti, yirmiüç senede öyle bir sonuç verdi ki; artık o dönemden "Asr-ı Saadet" "Saadet asrı" diye bahsetmek gerekecekti. Hz. Peygamber gerçekleştirdiği bu büyük inkılabın heyecanı ve görevini la

Hz.Muhammed 3

Peygamberliği ve Mekke Dönemi Böylece kendisine verilecek ilahî risalet görevini üstlenebilecek bir seviye ve vasata geldiği bir sırada, kırk yaşında iken yine böyle bir uzlet anında Hıra mağarasında, Cenab-ı Hakk'ın peygamberlere vahiy getirmekle görevli meleği Cebrail (a.s), O'na ilk vahyi, Alak Suresi'nin ilk beş ayetini getirdi. Artık Allah'ın Rasülü, insanları hak din olan İslam'a çağırmakla görevli idi. O, bu görevine ailesi halkından ve hak davaya gönül verebilecek yakın arkadaşlarından, gerçeği kabul edebilecek kabiliyetde olan, fıtratı bozulmamış, düşünme istidadı körelmemiş kişilerden başladı, ilk önce O'nu sevgili eşi Hz. Hatice tasdik etti. Erkeklerden Hz. Ebubekir, çocuklardan Hz. Afi, azadlı kölelerden Zeyd b. Harise kendisine ilk iman eden kimselerdi. Ardından Hz. Ebübekir'in de aracılığıyla Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. el-Avvam, Talha b. Ubeydullah, Sa'd b. Ebî Vakkas, Ebu Ubeyde b. el-Cerrah, Sa'id b. Zeyd, Abdullah b

Hz.Muhammed 2

Gelecekte peygamber olacağı hakkında ne kendisinin ne de çevresinin kesin bir bilgisi olmadığından, tabiîdir ki Hz. Peygamber'in bu devrelerdeki hayatı hakkında fazla bilgimiz yoktur. Ancak sadece Hz. Peygamber'i değil, aynı zamanda diğer Mekkelileri de ilgilendiren bazı olaylarda Hz. Peygamber'in aldığı yer ve oynadığı rol, kaynaklarımızda tespit edilmiştir. Bu devreye ait mevcut bilgiler arasında şüphesiz önemli olanlarından birisi, Hz. Peygamber'in Rahib Bahîra ile karşılaşması meselesidir. Hz. Peygamber on iki yaşlarında iken amcası Ebû Talib ile birlikte Şam'a doğru yol alan ticarî bir kervana katılmış ve kafile Şam yakınlarında Busrâ adlı bir mevkide mola verdiği zaman buradaki manastırda bulunan Bahîra adlı rahib, İslam kaynaklarına göre Hz. Peygamber'deki özelliklere bakarak O'nun ileride çıkması beklenilen son peygamber olabileceği kanaatine varmıştı. Müsteşrikler bu olayı kendi yanlı bakış açıları ile ele alarak islam'ın doğuşunda Hristiyan rüh

Hz.Muhammed 1

Son Peygamber MUHAMMED ALEYHİSSELÂM Peygamber Efendimizin (s.a.v.) Doğumu, Çocukluğu ve Gençliği İnsanlığı hakka ve hakikata sevkedip dünya ve ahiret saadetlerini sağlamak üzere Allah Teala tarafından gönderilen peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin rahmeti olan Peygamber Efendimiz, genellikle kabul edildiğine göre 20 Nisan (12 Rabiulevvel) 571 Pazartesi günü Mekke'de doğdu. İslam tarihi kaynakları, Hz. Peygamber'in nesebi ta Hz. Adem'e kadar sıralanan Şecere tabloları ile belirlemişlerdir. Bu kaynaklarda Hz. Peygamber'in yirminci göbekten atası olan Adnan'a kadar ittifak edilmiş, ancak Adnan'dan sonra verilen isimlerde bazı farklılıklar ortaya çıkmıştır. Ama O'nun Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail soyundan olduğunda şüphe yoktur. Buna göre Adnan'a kadar Rasulullah'ın şeceresi şöylece sıralanır: Muhammed b. Abdullah b. Abdülmuttalib b. Ha-şim b. Abdümenaf b. Kusayy b. Kilab b. Mürre b. Ka'b b. Lüeyy b. Galib b. Fihr b. Malik b. En-Nadr b.